Hangi Gün Ne Yaratıldı?– En Büyük Dua – Günlük Rızık Reçetesi – Benlik Puttur! – Ehlibeyt Nur’u – Vahiy Kesildi mi? Farz Değil Diyemezsin – Kıyamet’e Doğru Velilerin Gücü Artar – Vahdet-i Vücut, Vahdet-i Şuhut Yolu, İlmel Yakîn, Aynel Yakîn, Hakkel Yakîn Makamları – Şeriatsız Tarikat Olur mu? – “Bir Gün olsun Allah’a Dedik mi?”

0
1797

Benlik Puttur!

Biz, her şeyi kendi nefsimize yüklüyoruz; “Şöyle yaparsak, böyle tutarsak, şöyle çalışırsak, bunu alırsak, bunu yersek, şunu edersek…” Hep benlik, benlik, benlik… Benliği sorgulayacağız. Hz. Mevlâna; “Benlikten çık, uzak dur” diyor. Benlik puttur.

Hangi Gün Ne Yaratıldı? 

Biz zayıf varlıklarız. İnsan çok güçlü bir varlık değil, topraktan…

Hz. Adem topraktan yaratıldı. Allâhu Teâlâ toprağı cumartesi günü yarattı. Pazar günü dağları yarattı. Pazartesi günü ağaçları yarattı. Salı günü tiksinti veren şeyleri yarattı ve böyle ta cuma günü ise insanı; Hz.  Adem’i yarattı. Onu; Hz. Adem’i, bu dünyanın her yerinden toprak aldırdı. İyide, kötüde Adem’in bedenindedir. Her şeyi DNA’nın içine yükledi.

Hz. Adem insanlığın atasıdır. O da hata yaptı…  Demek ki, insan hataya açık bir varlık. Ama salatu selam Efendimiz; “Günah işleyen helak olur” demiyor, “Tövbeyi, geciktiren helak olur” diyor.

En Büyük Dua! 

En büyük dua samimi istiğfardır. Hepimizin hataları, günahları, birçok eksikleri var. İkinci en önemli şeyde, Allâhu Teâlâ’yı birazcık tanıyıp, O’na bel bağlayamıyoruz. O’na tam güveneceğiz, O’na tamam bağlanacağız, O’na tam teslim olacağız.

Muhyiddin Arabi ne diyor; “Vallahi ve billahi, Allah’tan gayrı varlık yok!” Nedir burada ifade etmek istediği! Yunus ne diyor?

Yusuf’u aradım İlhan ilinde,

İlhan bulunur da Yusuf bulunmaz.

Günlük Rızık Reçetesi 

Çokluk âleminde tekliği aradı, tekliği buldu, çokluk yok oldu. Bildi ki, hepsi Allah’ın çizdiği tablolar. Güç kudret Allah’ın… Her güzellik O’nun katında, her kötülük şeytanın ve nefsin. Mutlaka ve mutlaka, katkısız, Allah’a bel bağlayan insana, hiç ummadığı yerden rızıklar gelir. Hiç ummadığı yerden, düğümler çözülür.

Çok geçim sıkıntısı yaşıyorsak bu zikri:

Lâ ilahe illallahül melikül Hakkul Mübin”. Başka bir çare yoksa, bol bol okuyup bir vesile ile yevmiyeni alırsın inşaallah.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Kıyamet’e doğru insanların büyük bir çapta tefessüh edeceği; cücelerin dev, devlerin cüce olarak görüneceğini, yalancıların baş tacı edileceğini, doğrucularında yalancı olarak görüleceği gibi daha bir sürü şeyi bize haber veriyor.

Bugün, Cenab-ı Hakk on iki tarikata izin verdi, on üçüncüye izin vermedi. Zikir yolu Peygamberimiz (s.a.v.) ile başlar ve günümüze kadar ulaşır. Diğer bir hadiste ise salatu selam Efendimiz; “Cahil Müslüman, şeytanın maskarasıdır” der.

“Cahil Müslüman” bir zahiri ilim meclisi ile, bir bâtıni ilim meclisini birbirinden ayıracak kadar, ferasete sahip değildir. Bugün, hiçbir dini cemaat kesinlikle bir zikir meclisi değildir. Cemaatleri de geçelim, birçok kürsüde yumruğunu vurarak senelerce vaaz veren müftü ve üst makamlarda görev yapanlar bile imansız ölüyor. Çünkü; Nefsi Emmare, Nefsi  Levvame, Nefsi Mülhime var.

“Nefis tezkiyesi” bambaşka bir şeydir. Nefis tezkiyesi Resullulah’ın Miracı gibidir. Salatu selam Efendimiz; “Gafillerin içinde, zikreden -çarşı veya pazar gibi mekanlarda, kişinin kalbi Allah’ı zikretmesi- Allah için savaşa girip, bütün arkadaşları savaştan kaçtığı halde tek başına Allah rızası için düşmanla savaşan gibidir,” buyurmuştur.

Zikrin ehemmiyetini arz etmek için başka bir örnekler verecek olursak; “Bir kişi yalnız başına zikir ediyor. Bu kişide, Allah rızası için büyük bir orduyla tek başına savaşan gibidir.”

Ve “Karun’un hazinelerinin saklandığı yerlerin sadece anahtarlarını 40 veya 70 deve taşırdı. Karun bu hazineleri Allah için tamamını tasadduk etse, zikir ondan büyüktür, değerlidir,” diyor salatu selam Efendimiz, “Zikredenler, benim ev halkım gibidir.”

Cenab-ı Hakk’da; “Onlar Ben’im özel kullarım” diyor ve çok bariz bir şekilde zikredeni diğerlerinden ayırıyor. Diğer bir kutsî hadiste ise, “Benim kendim için seçtiğim kullar var”. Kimler? Salihler, Salihler kim? Allah’ı zikir edenler.

Bütün Peygamberler dua ederken, “Ya Rabbi! Bizi salihlerle et ve salihlerden et!”

Diğer hadislerde ise, “Yarın Mahkeme-i Kübra’da o zakirler -Allah’ı çok zikreden- herkes hesaba çekilirken, korku ve azap içindeyken; onlar, inciden tahtlar üzerine oturtulur, izzeti ikram edilir, onlara şehitler ve Peygamberler özenir, imrenir. Melekler konuşurlar; “Bunlar, Allah’ın nasıl kullarıdır?”

Yani, zikrin ehemmiyeti bu kadar büyükken, sen bu meclisle zahiri bir meclisi aynı kefede göremezsin. Çünkü Allâhu Teâlâ görmemiş, Peygamber salatu selam Efendimiz görmemiş, bizlerde hiç göremeyiz. Çünkü; bir insanda Nefsi Emmare, Nefsi Levvame, Nefsi Mülhime varsa, onun aklı; “akl-ı maaş”tır (Dünya aklı). Bu kişi, asla dünya atmosferini, öteleri aşıp ve basireti açılıp da Allah’ın ferasetiyle bakamaz. Ancak, kişi ne zaman ki Nefsi Emmare, Nefsi Levvame, Nefsi Mülhime, Nefsi Mutmainne, Nefsi Radiye’ye geldi; Ben-î İsraîl Peygamberler mesafesine geçti, kişide artık birçok şey çözülmeye başlar, farkında olsa da, olmasa da… İşte orda, kişide sukûtu fikir, konuştuğu zikir, bakışı ibret olması  lazım.

Bir gün Hz. Musa’ya halktan biri sordu:

“Ya Musa! Halkın içinde senin ayarında insan var mı?”

Hz. Musa; “Tabi, çok!” dedi.

Halktan biri; “Peki, kim onlar?”

Hz. Musa; “Sükûtu fikir, konuştuğu zikir, bakışı ibret olanlar” dedi.

Nefsi Radiye Makamı’ndan sonraki, Nefsi Merdiye (Kayyûm Esma’sında) kişinin hali değişmeye başlar. Kendisi farkında olsada, olmasa da… Birinde iğrenç bir günah gördüğünde, hemen “Bende yok, Elhamdülillah!” der. Öyle demesi, o halden etkilenmedir. Neden beş- on sene evvel demiyordun? Evvelden tepki veriyorsun belki, ama sinirden o kişiye “Bir sopa çeksem…” gibi şeyler diyordun, bunu demek marifet değil.

Beyazıd-ı Bestami Hazretleri bir sözünde; “Ben edebi, edepsizden öğrendim” diyor.

Ehlibeyt Nur’u 

Alemlerde ne Hz. Adem, ne Hz. Nuh, ne Hz. İbrahim, ne Hz. Musa… Hiçbiri Miraç yapmadı, yapamadı. O yol kapalıydı. Ne zaman ki Hatemü’l Enbiya geldi, ondan sonra açıldı. Allah (c.c.) alemleri yaratmadan önce, Ehlibeyt’in Nur’unu yarattı. Sonra, onu bir kandile koydu, o Nur Allah’tan utanıp terlerdi. Her şeyi, o Nur’dan yarattı ve o Nur ilk yaratılan Hz. Adem’in alnında belirdi. Hz. Adem’den, Hz. Şit Peygambere geçti. Hz. Şit Peygamberden, Hz. Nuh’a; Hz. Nuh’tan Hz. İbrahim Peygambere ve böyle nesilden nesile Nur devam etti.

Vahiy Kesildi mi? 

Şimdi konumuza dönecek olursak, Peygamber (s.a.v.) Efendimize kadar, Allâhu Teâlâ Miraç yolunu kimseye açmadı. Haberdar bile değildi insanlar. Peygamberler dahi haberdar değildi. Vahyediyordu Cenab-ı Hakk, ikincisi de Hz. Cebrail ile irtibat kuruyordu. Vahiy kesildi mi? Hayır! Vahiy kesilmez! Ama “Peygamberimizin gelişiyle, Kur’ân-ı Kerim’in inişiyle, bir vahiy kesildi” der zahiri alimler. Asla başka kitap yoktur, asla başka Peygamber yoktur ama vahiy kesilmez. Cenab-ı Hak kemâlat kazanmış Veli’lerin gönüllerine vahiy eder. Birçok Veli, birçok sırrı nereden bilecek Allah bildirmezse! Allâhu Teâlâ bildiriyor.

Burada öyle bir büyüklük, öyle bir muhteşemlik, öyle bir muazzamlık var ki bu ümmet için; bu ümmet seçilmiş ümmet, bu ümmet torpilli ümmet. Rasulullah (s.a.v.) Efendimize ne yaptı Allâhu Teâlâ, Kendi ayetlerini göstermek için kendi katına aldı. Kur’ân-ı Kerim’de Miraç olayı:

“Biz bir gece yarısı kulumuz Muhammed’i (Bakın kulumuz Muhammed’in ruhu veya kulumuz Muhammed’in astral bedenini demiyor, mantal bedenini de demiyor, aurasını da demiyor, kulumuz Muhammed’i! Bütün melekeleri ile) Mescid-i Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya, ulaştıran Allah’ın şanı ne yücedir! O, her şeyi hakkıyla bilir, hakkıyla görür!”

Mirac’ın başlangıcı… Devamında Hz. Cebrail, Mescidi Aksa’da Peygamberi bekliyordu. Neyle? Burak’la (Burak cennetteki binektir). Yunus Emre Hz. ne diyor Allâhu Teâlâ’ya? Tevekkül şiiri bu:

  Kullar senin, sen kulların

  Günahları çok bunların

  Uçma ile sal bunları

  Binsinler Burak Çalabım

Ne güzel bir temenni… Bu yan parantez.

Miraç… Peygamber (s.a.v.) Efendimiz alemleri göre göre, gök kapılarından geçe geçe cehennemleri de gördü, cennetleri de, Berzah Alemi’ni de, Misal Alemi’ni de gördü ve Allah’ın katına kadar yükseldi. Cenab-ı Hakk’tan hediyelerle -ki namaz bunlardan biridir, geri döndü geldi. Daha evvel, hiçbir Peygamberin gitmediği yol açıldı.

Farz Değil Diyemezsin!

Bu yol nedir? Seyri sülük yoludur. Şimdi, sen nasıl “Zikir farz değil” dersin! Allâhu Teâlâ Kur’ân’da, “Çok namaz kılın” demez, “Çok oruç tutunda” demez, “Çok hacca gidin” de demez. Çokluk kelimesini birçok ibadetlerde kullanmıyor ama zikirde; “Ben’i çokça zikredin” diyor, “Eder misiniz?” demiyor, “Edin” diyor.

Zikir farzdır ve farz-ı ayndır. Salatu selam Efendimiz diyor ki; “Bir bedende baş ne ise ibadetlerin başı da zikirdir” diyor açık bir şekilde. Bazılarında zikir olur mu, olmaz mı diye bir sürü münakaşalar olur. Ya kıl namazı, bak işine gibi şeyler… Yahu hüküm kesme! Allah’ın “Yapın” emrini verdiği şeyde, şu veya bu şekilde, ona bahaneler uydurulmaz. Yaparsın ya da yapmazsın ama dilinle günah işleme.

İnsanın, iki günah kapısı vardır bunlar; iki dudak arası ve iki bacak arası. Ama iki dudak arası, öbüründen daha tehlikelidir. Onun için, ona sahip olacaksın. Çünkü bunların hepsi kayda geçiyor, yarın sorusu suali yapılacak.

Peki ne oldu burada? Burada çok muhteşem bir şey oldu. Alemlerde daha evvel hiç olmayan bir olay oldu. Allâhu Teâlâ o ümmeti büyük şereflerle şereflendirdi. Çünkü Peygamberlerin en iyisini onlara gönderdi ve hiçbir Peygambere nasip olmayan zikir yoluyla Mirac’ın yolunu açtı. Her dervişte eninde sonunda ruhani Miraç yapar ve Yaradan’ın huzuruna çıkar.

Bu 2’inci seyri sülüğün yarısından sonraki “Ulûlelbab Makamı”na doğru başlar. 1’inci seyri sülük nedir? Emmare, Levvame, Mülhime, Mutmainne, Radiyye, Mardiyye, Safiyye. %51 nefsin afetlerinden arınır kişi ama daha afetler var. Oradaki Veli bile, nefsinden “El aman” der. Yunus Emre Hazretleri bile, 2’inci seyri sülüğün 4’üncü Makamı’nda. Bugünün Veli’si, o makamı geçiyor.

Kıyamet’e Doğru Veli’lerin Gücü Artar 

Niçin Kıyamet’e doğru, Allah’ın Veli’lerinin gücü artar? Peki bunun hikmeti nedir?

Misal; bir kardeşimiz Veli -Mürşit- onun bir potansiyeli var. “Manâ İlmi”nden, “Ledün İlmi”nden vesaire yani; bir sermayesi var diyelim daha güzel anlaşılsın. Birde artı kendi özellikleri var. Şimdi, bu kişi öldüğünde onun manevi mirası, ona en çok benzeyen birisine geçiyor. Artı, bir de o geçen kişinin kendi güçleri vardı. İşte bu olay, Kıyamet’e doğru Veli’lerin güçlerini arttırıyor. Yani bir çığın koptuğu zaman büyüdükçe büyümesi gibi Kıyamet’e doğru, işte bu manevi güçler büyür. Çünkü fitne çoktur.

Konumuza dönecek olursak, burada daha evvelki peygamberlere nasip  olmayan bir yol, Peygamberimizin Miraca çıkmasıyla açılıyor. Peki kime? Niçin diyordu Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Benim ümmetimin velileri, Ben-î İsraîl Peygamberleri mesafesindedir.” Peygamber değildir, asla, yanlış anlaşılmasın.

26 tane Peygamber vardır. Şimdi, birçok veliye verilen ilim, daha evvelki Peygamberlerde yok. Mesela; Tevrat, İncil, Zebur. Bu üç tane kitap, dördüncüsü Kur’ân-ı Kerim. Bunlarla sınırlı değil, birde yüz tane suhuf vardır, küçük kitaplar. Bu peygamberlerin hepsi şeriat ilmiyle geldi. Yani, bozuk bir kavme, arızalı bir kavme. Onları din yoluna yani, bir treni rayına koyar gibi, Allah’ın dosdoğru koyduğu yola koyma gayretine girer.

Vahded-i Vücut, Vahded-i Şuhut Yolu, İlmel Yakîn, Aynel Yakîn, Hakkel Yakîn Makamları -Şeriatsız Tarikat Olur mu?

Tasavvuf bunun bir üst derecesidir. Şeriatsız, tarikat asla olmaz. “Şeriattır cümle işin başı, şeriatsız tarikat şeytan işi.”

Kur’ân anayasadır. Asla onun dışına çıkmamak kaydıyla, tarikatta artılar vardır. Şeriatta, kimse oturup Allah’ı zikretmez. Kılar namazı, tutar orucu, verir zekatı ama tarikat daha incedir. Büker boynunu, Allah’a teslim olur. Yüzlerce defa, Yaradan’ı zikreder ki Cenab-ı Hak ne diyor; “Nafilelerle kulum Bana yaklaşır.” Yaklaştıkça ne olur, sevgi artar.

Sıfat-ı Zatiye, Sıfat-ı Subûtiye, Sıfat-ı Fiiliye; bunlar yavaş yavaş zahir olur.

Sonra “Mengese İlmi”nin kapısına gelirsin, bunları anlatmak bir ay sürer o yüzden özet geçiyoruz.

Derviş “İlmel Yakîn Makamı”na gelinceye kadar bilir, bilmez, yanlış bilir, unutulur vesaire. Ama orda nakş olur. Ne diyordu Yunus Hazretleri:

 Sana ibret gerek ise

 Gel göresin Muhsinleri

 Gel taş isen eriyesin

 Görüp, duyup bunları

Peki, Muhsinler ne, 2. seyri sülük; “Fenâfillah”, “Bekâbillah”, “Züht”, “Muhsinler” dördüncü makam. Bugünün dervişi geçiyor Muhsinler’den sonra “Ulûlelbab” geliyor, ruhani Miraç yapıyor. Ondan öteye gidilir mi, Allah bilir!

Geriye iki makam kalıyor. “İhlas Makamı”; her yüzyılda sadece, Peygamber soyundan dört kişi gelir. Bunlara “Kutbul Aktap” diyoruz.

Onunda bir üstü, “Bi Hakkı Takva”. Bu kişide, her asırda bir tane peygamberin soyundan gelir ve vârisi olur. Bu kişilere de, “Gavsul Azam” diyoruz.

Yol bu… Fakat bir sürü yere çatal var. “İndi İlahiye” 21. Sır Makamı’na geliyorsun, sonra yol “Vahdet-i Vücud”a mı, “Vahdet-i Şuhut”a mı? Vahdet-i vücuda ise Muhyiddin Arabi Hazretlerine yönelirsin. Vahdet-i şuhut ise Abdûlkadir Geylani Hazretlerine.

Peki, bu yolda tekrar ne var? “İlmel Yakîn”, “Aynel Yakîn”, “Hakkel Yakîn”.

İlmel yakînde kişide aşk yoktur, ilim olarak bilir.

Aynel yakîn hal olur sende. Hal olmadan, şeytanda da ilim var, o yüzden bir şey fayda etmiyor. Aynel yakînde hal alıyor, boynu bükülüyor.

Hakkel Yakîn, Allah’a aşık olma noktası.

Oradan, Ulûlelbab Makamı ve sonra bir bakıyorsun Levh açılıyor. Nerde, Mescid-i Aksa’da, Kudüs’te. Sonra bir tayyi mekan… Bakıyorsun Cenab-ı Hakk’ın yanındasın. Bu Ruhani Miraç, bu olay Resullulah (s.a.v.) Efendimizden evvel, hiçbir Peygambere nasip olmamış. Peygamberimize (s.a.v.) ve ümmetine verilen değeri bir düşünelim…

Cenab-ı Hak, Peygamberimize; “Seni yaratmayacak olmasaydım, kâinatı yaratmazdım.” buyuruyor. Onun ümmetine verdiği değere bak ki; biz bu kadar büyük, bu kadar muhteşem değere sırt çevirip, onun düşmanı olan şeytana, onun düşmanı olan nefse uyuyoruz. Aşağılıkların aşağılığı oluyoruz.

Esteizüillah”; “Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.”

ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ

Summe radednâhu esfeli safilin.”

Bir evvelki ayette ise:

Esteizübillah”; Lekad halaknâl insâne fî ahseni takvîm.”

“Ant olsun ki, insanı en iyi biçimde yarattık, aklı selim yarattık, suretini güzel yarattık, yeryüzüne halife olarak yarattık ve ruhumuzdan üfledik.”

İnsanı bu kadar muhteşem yaratıyor. İnsan niçin muhteşemdir!

Allâhu Teâlâ’dan bir nebze var, O’nun ruhundan bir nebze var.

Allâhu Teâlâ sana elçi yolluyor, Peygamberler elçidir. Diyor ki:

“Ey kullarım, sizin için güzel cennetler yarattım, güzel mülkler yarattım, ölümsüz bir hayat yarattım. Orada; ibadet yok, ölüm yok, hastalık yok. Böyle güzellikler yarattım ve size bir de elçi yolluyorum. En sevdiğimi yolluyorum. Buna tabi ol, iman et! Ve Ben’im rahmetime gel.” Bu nankör insan n’apıyor? Hadi yav, vesaire. Üç günlük dünya… Yunus Emre Hazretleri ne diyor:

 Geldi geçti ömrüm benim

 Şol yel esip geçmiş gibi

 Hele bana öyle gelir

 Bir göz açmış etmiş gibi.

Bir Gün Allah’a Dedik mi?

Bütün hayırlar Allah’ın Kat’ındayken, bütün şerler nefsin taşıyacağı yerdeyken, bu kadar doğruyla yanlışı ayıramayacak kadar, basiretsiz misin? Ki Allâhu Teâlâ’nın, hangi nimetine şükretmeye gücümüz yeter? Sırtım kaşınıyor, parmağımı uzatıyorum tam orayı kaşıyorum. Gözümü var bu parmağın? Nefes alıyorum, 32 derece olarak. Yazı da aynı, kışı da… Böyle bir klima var mı yeryüzünde, görüyor muyuz bu nimetleri? Hayır! Şaşı olmuşuz, kör olmuşuz. Allâhu Teâlâ’nın şükrünü asla eda edemeyiz.

“Kardeş hakkını helal et!” Peki bir gün boynumuzu büküp dedik mi; “Yarabbi, hakkını helal et! Yarabbi senin hakkın çok…” dedik mi? Demedik! Dememiz lazım! Niçin diyemiyoruz? Nefsin hoşuna gitmiyor. O nefsin başını kesmedikçe, kamil iman sahibi olamayız. İmam-ı Rabbani diyor ki; “İnsan, öz kardeşini öldürmedikçe, kâmil iman sahibi olamaz” diyor.

Peygamberimizin hadisine bakıyoruz; “Her insan, doğmasıyla beraber, birde şeytanın pişi doğar.” Artık o onun üvey kardeşi gibi ve ömür boyu takılır peşine. Yani, onu öldürmedikçe, İmam Rabbani’nin dediği bu yani… Tutupta öz kardeşinin katili olacak değil.

Hep bunların farkında olmamız lazım. Gafletle geçerse ömür, ötelerde yolumuz çok büyük yokuşlara sarar. Çünkü Cenab-ı Hakk ayetinde, “Dünyada siz Ben’i nasıl unuttuysanız, Ben’de sizi şimdi cehennemde unuturum!” Allah için birbirlerini sevenler dahi kurtuluyor. Hadis-i şerifte; “Allah için birbirlerini sevenler ayrılsın.”

Gruplar ayrılır ve der ki Cenab-ı Hak “Ben’im için birbirinizi sevdiniz. İşte hesap, kitap yok… İşte gidin cennetlere…” Allâhu Teâlâ bu kadar cömert. Bu kadar cömert bir Rabbimiz var, bu kadar iyi bir Rabbimiz var. O’na hala itaat etmiyorsak, hala teslim olmuyorsak, hala gece-gündüz şükür etmiyorsak, gerçekten biz her şeye layığız!

Ya bir sinirli Allah’ımız olsaydı? Duman ederdi alemi. Bu kadar muhteşem bir Allah. Hadis-i şerifte; (Daha evvelde anlattım bunu, tekrarlamada yarar var, yer etsin gönüllere) “Mahkeme-i Kübra’da Allah’ın huzuruna adam geliyor. 85 yaşında bir sürü büyük günah…

Allah diyor ki; “Kulum, bunları sen mi işledin?”

“Hayır” diyor, “Ben işlemedim.”

Allah bilmez mi onun işlediğini? Ama inkar ediyor adam. Bir daha  soruyor; “Sen işlemedin mi?”

“Ben işlemedim.”

“Sen işlemedin mi?”

“Ben işlemedim.”

“İyi o zaman, gir cennete!” diyor Cenab-ı Hak.

Melekler; “Yarabbi, biz yazdık, çizdik bu işledi.”

Allah ne diyor biliyor musun?

“Meleklerim, Ben bilmiyor muyum! Saçı sakalı ağarmış. Sen yalan söylüyorsun diyemedim, yüzüm tutmadı” diyor. Böyle bir Allah’ımız var. Elhamdülillah.


——————————-

NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz Mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.

#Ehlibeytnuru #yaratılış #ademilehavva #HzAdem #kainathangigünyaratıldı #hangigünneyaratıldı #ego #benlik #SıfatıZatiye #SıfatıSubûtiye #SıfatıFiiliye #Fenafillah #Bekabillah #Züht #Muhsinler #nefsmakamları #hücre #Nefsiemmare #NefsiLevvame #NefsiMülhime #NefsiMutmainne #NefsiRadiye#vahiy #VahdediVücut #VahdediŞuhut #İlmelYakin #AynelYakin #HakkelYakinMakamı #dna #Ledunİlmi #Mengeseİlmi #dervis #nefsmertebeleri #nefismertebeleri #nefismakamları #seyrisuluk #tarikat #seyrisuluk #2seyrisuluk #dua #gunlukrızıkduası #rızık #darlık #geçimsıkıntısı #tasavvuf #SeyidAliEfendi

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
İsminizi yazınız