Kur’ân Nasıl Baş Tacı Edilir?

0
904

Vardır her şeyin bir hikmeti, sebebi. Bir dağdan ceviz kadar taş düşse bile hikmeti vardır. Hiçbir şey boşuna olmaz. Biz Kur’ân’ı terk ettik, Kur’ân’ın hükümleriyle amel etmedik, zaaflara düştük. Bunların hepside elim azabın kapılarıdır. Ondan sonra da “Yandım Allah” türküsü çekiyoruz. Şimdi bu dünyada, ya adam gibi mümin olarak yaşayacaksın, ya da adam gibi kafir olarak. İkisinin arası yok! Biz ne o taraftayız ne bu taraftayız. Ne meluniyet kutbundayız ne de hidayet kutbundayız. Yalpa yapıyoruz. İşte bu da bir ton elim azap getiriyor.

“Kur’ân Allah’ın kelamıdır” deriz, baş tacımızdır, saygımız var, şudur, budur… Bu kelime oyunudur sadece.

Kur’ân nasıl baş tacı edilir?

Onunla amel edersen, harfiyen uyarsan onun yasaklarına, emirlerine ve tavsiyelerine uyarsan, Kur’ân o zaman baş tacı olur. Çünkü Kur’ân âlemlerin şerefidir, Kur’ân Peygamberimizin şerefidir, Kur’ân müminlerin şerefidir, Kur’ân ezcümle; kâinatın şerefidir.

İşte, biz bu şerefi ne yaptık, kendimizden uzaklaştırdık. Yani modern dünyanın sözüm ona adetlerini, amellerini aldık. Bunlar sadece bize şerefsizlik getirdi. Kur’ân’ın şerefi gitti. Ondan sonra, şu çağdaş dünya dediğimiz ki bu şeytana ram olmuş, şeytanın hoşnut olduğu bir toplum. Onların örf ve ananelerine, yaşantılarına özendik, şerefsizliği getirdik üzerimize taktık.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) diyor ki; “Müminler bir beden gibidir. Ayak parmağına bir diken batsa, acısını bütün vücut duyar” diyor.

Duyuyor muyuz kardeşim? Öyle miyiz, öyle diyebilir miyiz? Bir kardeşimizin zor durumunda, o acıyı duyuyor muyuz? Veya bir kardeşimiz hastalandığında, o üzüntüyü duyuyor muyuz? Vallahi umurunuzda bile olmuyor! Demek ki; biz Kur’ân’ı baş tacı etmemişiz.

“Komşusu açken, tok yatan bizden değildir. O, bizim cemaatimize gelmesin!” diyor Efendimiz.

Karımız dese ki; “Git, kıyma al gel.” Cebimizde beş kuruş olmasa, borç harç bulur, alır, geliriz.

Allah diyor ki; “Komşun açken, ona bir tabak yemek ver!”

Umurumuzda bile olmuyor! Şimdi, biz karımızı mı dinliyoruz, Allah’ı mı? Hangisini dinliyoruz?

Yani bir ton ölçü var, soracak olursak kendimize ama sormak işimize gelmiyor, kendi kendimizi sorgulamıyoruz, kendimize yüz veriyoruz, kendi kendimizi şımartıyoruz, kendi kendimizi dolduruşa getiriyoruz! “Taşı sıksa suyunu çıkarır!” diyoruz. Buna benzer diyoruz da, diyoruz… Etme eyleme!

Allâhu Teâlâ; “Biz boş şey yaratmaktan münezzehiz” diyor.

Demek ki onun öyle oluşu da boşuna değil. Onun öyle oluşu, öyle olmayanları imtihan etmek içindir. İşte biz orda sükut etsek kazanacaz ama sükut etmiyoruz. Neden? Çok biliyoruz ya canım! Hemen fetvayı veriyoruz. İşte onların o hali diğerleri sınamak ve imtihan için. Boşuna değil ki.

Allâhu Teâlâ; “Biz boş şey yaratmaktan münezzehiz” diyor.

“Dilenci” diyor salatu selam Efendimiz; “Saf kan Arap atıyla (o günün en lüks bineği o) gelse boş çevirme, ver bir şey” diyor.

Biz “Allah versin!” diyoruz. Allah, kimsenin avucuna bir şey koymaz, onun şanına yakışmaz. Allah, onu senin kapına yolladı. “Bir tek hurma da olsa ver” diyor Peygamber Efendimiz. Çünkü Kur’ân’ın yarısına bak, infaktır, veriniz cömert olunuz! Peygamberlerin ve Veli’lerin huyu karakteridir cömertlik. Cimri isen hiç namaza, niyaza gerek yok, zaten faydası yok!

Salatu selam Efendimiz; “Cennetin kokusu 500 yıllık mesafeden duyulur, Allâhu Teâlâ cimri insana kokusunu dahi nasip etmez.” Cimrilik eşittir; Nefsi Emmare’dir. Nedir Nefsi Emmare?

Şeytanın seni en yoğun etkilediği atmosferdir. Sen namaz kılarsın salatinefstir, hiçbir şey ifade etmez.

Bir hadiste salatu selam Efendimiz; “Onların, o ibadetleri başlarına apaçık beladır!” diyor. Neden? Kısmen münafık!

Senin kapını çalar da biri, “Allah için!” derse, onu boş çevirme. Çünkü sen “Allah için” veriyorsun! Onun ne yapacağı, seni ilgilendirmez, O Allah’ın adını andı ve istedi… Çünkü Allah diyor ki; “Bana borç verin, korkmayın!” Ona yapılanı, kendine borç vermiş telakki ediyor.

“En az 1’e; 10’la, 1’e; 700 arasında geri çeviririm sana!” diyor.

İnsan hayra vermeyle malı azalmaz, çoğalır. Yalnız biraz sabredeceksin. Acelecilik şeytandandır. Yani zor bir zaman diliminde yaşıyoruz. Onun içinde amellerin değeri çok yüksektir, çok değerli ve çok kıymetlidir.

Bugün, adam gibi salat-ı nefs olmamak kaydıyla, beş vakit namazını kılan geçmişin Veli’si gibidir. Çünkü; öyle bir zaman diliminde yaşıyoruz. Peygamber salatu selam Efendimiz, Ashabı’nı sohbetle yetiştirdi yani bu cahiliye döneminde.

“Din, nasihattan ibarettir” diyor Efendimiz, üç kere de tekrarlıyor. O cahiliye döneminde Ashab’ı, Ashab Makamı’na sohbetle getirdi.

OKUDUĞUNUZ BU SOHBETİ SEYİD ALİ EFENDİ’NİN KENDİ SESİNDEN DİNLEMEK İSTİYORSANIZ LÜTFEN ALTTAKİ VİDEOYA TIKLAYIN.

———————————————————————-

NOT: Sohbetlerde işittiklerinizi veya okuduklarınızı kendi kendinize yapıp, vird haline getirmeyin, tasavvuf ehli iseniz Mürşid veya vekile danışmadan günlük zikir dersine ekleme ya da çıkarma da yapmayın. Ama arasıra yapılmasında da mahzur olmadığını da belirtmek isteriz.

#Kuran #KuranıKerim#ibadet #Allahınkelamı #nefsiemmare #din #sadaka #dilenci #cimri #cömert #cennetinkokusu #nefs #nefis #ego #benlik #Allahrızası #dinisohbet #SeyyidAliEfendi

 

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
İsminizi yazınız